TÜRKİYE’DE MEVCUT GİRİŞİMCİLİK PROFİLİ VE
ÇALIŞMANIN KAPSAMI
Girişim ve girişimci denildiğinde şirketler konunun merkezine yerleşmektedir. Burada şirketlerin
içi, şirketleri çevreleyen dış alem ve bu iki alan arasında mekik dokuyan girişimci yer almakta dır.
Bu çalışmada bir girişim veya teşebbüs olarak şirketlerin içi şimdilik ilgi sahamızın
kısmen kenarında kalmaktadır. Eldeki çalışmanın esas ilgi sahası, şirketleri çevreleyen
dış alemdir. Zira Türkiye’de girişimciliği güdük bırakan temel kırılmanın meydana geldiği
katman ve dolayısı ile ilk düzelmelerin olması gerektiği alan burasıdır. Bu meyanda
günümüzün şikayet edilen modern paradigmasının içinde de olsa, geldiğimiz aşamada
Türkiye’de girişimcilik ortamının bir durum tespiti yapılmaya ve bir takım öneriler sunulmaya
çalışılmaktadır.
Günümüzde Türkiye’de girişimciliğin kalitesinin benzer ve önde giden birçok ülkenin
gerisinde kaldığını gösteren birçok parametre vardır. Yenilikçilik, patent başvurusu, Ar-
Ge harcaması ve bunun alt bileşenleri, rekabetçilik endeksindeki sıra, dış ticaret dengesi,
ihraç ve ithal mallarının katma değer açısından nitelik mukayesesi, açılan ve kapanan
şirket sayısı, nesilden nesile başarıyla devredilen şirket sayısı gibi birçok gösterge tanımlamak
mümkündür.
Bütün bu ve benzeri değişkeni kuşatmak üzere, bir ülkede sermaye birikiminin mevcut
yapısı girişimciliğin kalitesini ve düzeyini çok yakından yansıtan bir veri olarak alınabilir.
Örneğin Amerikan finans çevrelerinin dergisi olarak bilinen “Forbes Magazine” tarafından
2008 yılında açıklanan dünyanın milyarderleri listesindeki 1142 kişi arasında Türkiye’den
35 kişi yer almıştır. 2006 yılında bu sayı 25 kadardı. Türkiye’den “milyar dolarlık servet sahibi”
listesine giren işadamlarının toplam serveti 50 milyar doları bulmazken, en zengin
on işadamı listesine giren üç Hintli işadamının servetinin toplamı tam 130 milyar dolar
etmektedir. En zengin birinci sıradaki kişi, 62, ikinci 60 ve üçüncü sıradaki Bill Gates’in ise
58 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’nin zenginleri,
bu en zenginler listesine ancak 247. sıradan girerken, ilk 300 isim arasında Türkiye’den
sadece üç isim yer alabilmetedir.
Oysa Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi durumundadır. Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK)’in revize milli gelir rakamları, 2007 yılı itibariyle Türkiye’nin milli gelirinin 650 milyar
doları aştığını göstermektedir. Kişi başı geliri 9300 doları aşan Türkiye artık “üst orta
gelir grubuna” dahil bir ülke konumundadır. Nüfusu ise 70 milyondur. Böyle bir ülkenin
35 adet milyarder çıkarmasını eleştirmek değil, tam tersine daha çok ve her birinin daha
zengin olmasını beklemek gerekirdi. Ancak yine de listeye girebilmek hasebiyle teselli
bulurken, olayı sıkıntılı ve Türkiye’nin girişimcilik kalitesi açısından endişe verici hale sokan
gerçek ise başkadır.
Şöyle ki en zengin ilk 300 kişi arasına Türkiye’den üç işadamı girebilirken, en büyük ilk
300 şirket arasında tek Türk şirketi bile yoktur. Fortune dergisinin 2006 yılı verilerine göre,
en büyük 500 şirket arasında Koç Holding sıralamaya ancak 348. sıradan dahil olmuştur.
Bir başka ifadeyle dünya klasmanında rüştünü ispatlamış bir adet bile şirket ve marka
yok iken, Türkiyeden üç zenginin libteye girebilmesi ülkemizdeki çarpıklığı işaret etmektedir.
Bütün bunlara rağmen bu verilerden yola çıkarak hiç olmazsa geleceğin girişimcilik
alanlarına yönelik bir işaret olabilir diye, yukarıda zikredilen üç girişimcinin hangi sektörlerde
faaliyet gösterdiğine bakmak faydalı olabilir. Bunlardan birincisi iletişim teknolojileri
alanında, diğeri inşaat ve enerji, üçüncüsü ise daha çok finansal sektörde faaliyet
göstermektedir. Yani bunlardan ikisi hizmet, diğeri ise Türkiye’nin küresel ligde temsilini
sağlamak potansiyeline sahip olan ve devletin kucağına sığınmak yerine, küresel rekabet
ortamında rekabet ederek büyümeyi başarmış olan inşaat alanında yer almaktadır.
Bir başka olumlu gelişme de bir sene arayla zenginler listesine giren girişimci sayısının artmış
olması. Acaba bütün bu gelişmeler bize Türkiye’de girişimcilik ortamının son yıllarda ne yönde
geliştiğini göstermektedir? Acaba geçmişte kaçırılan sermaye birikimi şansının bundan sonra telafi
edilmesi diye bir süreç başlamış mıdır?
ÇALIŞMANIN KAPSAMI
Girişim ve girişimci denildiğinde şirketler konunun merkezine yerleşmektedir. Burada şirketlerin
içi, şirketleri çevreleyen dış alem ve bu iki alan arasında mekik dokuyan girişimci yer almakta dır.
Bu çalışmada bir girişim veya teşebbüs olarak şirketlerin içi şimdilik ilgi sahamızın
kısmen kenarında kalmaktadır. Eldeki çalışmanın esas ilgi sahası, şirketleri çevreleyen
dış alemdir. Zira Türkiye’de girişimciliği güdük bırakan temel kırılmanın meydana geldiği
katman ve dolayısı ile ilk düzelmelerin olması gerektiği alan burasıdır. Bu meyanda
günümüzün şikayet edilen modern paradigmasının içinde de olsa, geldiğimiz aşamada
Türkiye’de girişimcilik ortamının bir durum tespiti yapılmaya ve bir takım öneriler sunulmaya
çalışılmaktadır.
Günümüzde Türkiye’de girişimciliğin kalitesinin benzer ve önde giden birçok ülkenin
gerisinde kaldığını gösteren birçok parametre vardır. Yenilikçilik, patent başvurusu, Ar-
Ge harcaması ve bunun alt bileşenleri, rekabetçilik endeksindeki sıra, dış ticaret dengesi,
ihraç ve ithal mallarının katma değer açısından nitelik mukayesesi, açılan ve kapanan
şirket sayısı, nesilden nesile başarıyla devredilen şirket sayısı gibi birçok gösterge tanımlamak
mümkündür.
Bütün bu ve benzeri değişkeni kuşatmak üzere, bir ülkede sermaye birikiminin mevcut
yapısı girişimciliğin kalitesini ve düzeyini çok yakından yansıtan bir veri olarak alınabilir.
Örneğin Amerikan finans çevrelerinin dergisi olarak bilinen “Forbes Magazine” tarafından
2008 yılında açıklanan dünyanın milyarderleri listesindeki 1142 kişi arasında Türkiye’den
35 kişi yer almıştır. 2006 yılında bu sayı 25 kadardı. Türkiye’den “milyar dolarlık servet sahibi”
listesine giren işadamlarının toplam serveti 50 milyar doları bulmazken, en zengin
on işadamı listesine giren üç Hintli işadamının servetinin toplamı tam 130 milyar dolar
etmektedir. En zengin birinci sıradaki kişi, 62, ikinci 60 ve üçüncü sıradaki Bill Gates’in ise
58 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’nin zenginleri,
bu en zenginler listesine ancak 247. sıradan girerken, ilk 300 isim arasında Türkiye’den
sadece üç isim yer alabilmetedir.
Oysa Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi durumundadır. Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK)’in revize milli gelir rakamları, 2007 yılı itibariyle Türkiye’nin milli gelirinin 650 milyar
doları aştığını göstermektedir. Kişi başı geliri 9300 doları aşan Türkiye artık “üst orta
gelir grubuna” dahil bir ülke konumundadır. Nüfusu ise 70 milyondur. Böyle bir ülkenin
35 adet milyarder çıkarmasını eleştirmek değil, tam tersine daha çok ve her birinin daha
zengin olmasını beklemek gerekirdi. Ancak yine de listeye girebilmek hasebiyle teselli
bulurken, olayı sıkıntılı ve Türkiye’nin girişimcilik kalitesi açısından endişe verici hale sokan
gerçek ise başkadır.
Şöyle ki en zengin ilk 300 kişi arasına Türkiye’den üç işadamı girebilirken, en büyük ilk
300 şirket arasında tek Türk şirketi bile yoktur. Fortune dergisinin 2006 yılı verilerine göre,
en büyük 500 şirket arasında Koç Holding sıralamaya ancak 348. sıradan dahil olmuştur.
Bir başka ifadeyle dünya klasmanında rüştünü ispatlamış bir adet bile şirket ve marka
yok iken, Türkiyeden üç zenginin libteye girebilmesi ülkemizdeki çarpıklığı işaret etmektedir.
Bütün bunlara rağmen bu verilerden yola çıkarak hiç olmazsa geleceğin girişimcilik
alanlarına yönelik bir işaret olabilir diye, yukarıda zikredilen üç girişimcinin hangi sektörlerde
faaliyet gösterdiğine bakmak faydalı olabilir. Bunlardan birincisi iletişim teknolojileri
alanında, diğeri inşaat ve enerji, üçüncüsü ise daha çok finansal sektörde faaliyet
göstermektedir. Yani bunlardan ikisi hizmet, diğeri ise Türkiye’nin küresel ligde temsilini
sağlamak potansiyeline sahip olan ve devletin kucağına sığınmak yerine, küresel rekabet
ortamında rekabet ederek büyümeyi başarmış olan inşaat alanında yer almaktadır.
Bir başka olumlu gelişme de bir sene arayla zenginler listesine giren girişimci sayısının artmış
olması. Acaba bütün bu gelişmeler bize Türkiye’de girişimcilik ortamının son yıllarda ne yönde
geliştiğini göstermektedir? Acaba geçmişte kaçırılan sermaye birikimi şansının bundan sonra telafi
edilmesi diye bir süreç başlamış mıdır?
Perş. Ağus. 21, 2014 1:36 pm tarafından abucabbar
» Black Dark Lite Edition 2010 V2 - Emre90, 2010'un En Şık Lite Sürümü
Çarş. Eyl. 04, 2013 1:57 pm tarafından sondevrim55
» izzet Yıldızhan - Sen Deli Misin fuLL 2009 | 320 Kbps
Perş. Tem. 18, 2013 10:01 am tarafından milliyetci1979
» Install ClockworkMod Recovery on the LG GT540 Optimus
Ptsi Şub. 04, 2013 10:51 am tarafından Karakatil
» Root the LG GT540 Optimus
Ptsi Şub. 04, 2013 10:50 am tarafından Karakatil
» LG P503 Optimus One Root + Recovery
Ptsi Şub. 04, 2013 10:45 am tarafından Karakatil
» LG-970 CWM Ve Root Enjekte Etme!
Ptsi Şub. 04, 2013 10:40 am tarafından Karakatil
» LG Optımus 3D Max Root Yapımı
Ptsi Şub. 04, 2013 10:31 am tarafından Karakatil
» LG Optimus 4X HD'ye CWM Yükleme
Ptsi Şub. 04, 2013 10:27 am tarafından Karakatil